Sayfalar

26 Aralık 2010 Pazar

Hediyeleri var 5

Zeynep Pınar Cem blogunda ayakkabı ve çanta hediye ediyor duyurulurrr :)))Sadece bir TIK

Hediyeleri var 4

swift as desire' da yeni yıl hediyeleri var

Hediyeleri var 3

Sound Of The Rain blogunda yılbaşı için çok güzel hediyeler veriyor. Haberiniz ola......

25 Aralık 2010 Cumartesi

Hediyeleri Var :)

Sevgili Eylül Butik yeni yıl için ve açılışının şerefine çok hoş hediyeler veriyormuş
Ben çok beğendim. Kazanan güle güle kullansın :)
Çok şık simli, boynunda taşlı tokası olan bir kazak


boncuklu mavi bir kolye ve fiyonklu şirin siyah taç
Harika değil mi?

20 Aralık 2010 Pazartesi

Her Yerde Kar YOK



Geçen hafta ilk defa kar yağdı
Çok güzeldi ama akşam geç saatlerde yağdığı için Liya'ya söz vermem rağmen dışarı çıkamadık :(
Liya ilk defa karı tanımış oldu çünkü geçen sene 7-8 aylıktı ne olduğunu anlamadı
Şimdi gündüz lapa lapa kar yağmasını bekliyoruz. Dışarı çıkacağız, kar topu oynayacağız, kardanadam (Liya'nın deyimiyle adam) yapacağız. Biraz zor gibi görünüyor bu hayaller çünkü havalar mevsim normallerinin üstünde gidiyor. Bakalım yinede ümitliyiz :)

17 Aralık 2010 Cuma

İyi ki Doğdun Aşkım :)


Bugün Hakan'ın doğumgünüydü.
Sabahtan ne alacağıma bir türlü karar verememiş bir halde dolanıyordum
Hatta Liya'yla nasıl gidip alacaktım. Hava soğuktu ve ne alacağımı bilmediğimden onunla dolanıp durmak da istemiyordum
Öğleye doğru İlayda'nın okula gitmemesiyle işler biraz daha organize oldu.
İlayda'yla plan yaptık. Liya'yı öğle uykusuna yatırdıktan sonra İlayda'ya bırakıp ben çıkacaktım. Hediye, pasta işlerini falan halledecektim
Öğlen oldu Fakat Liya bir türlü uyumuyor. Sanki anladı bırakıp  gideceğimi cadı :)
Her zaman saat 1.30 gibi uyuyan çocuk saat 3 oldu hala ayakta
Delireceğim.....
Dur dedim ben seni bir banyo yaptırayım da şöyle mışıl mışıl uyu
Binbir umutla yaptırdığım banyo sonrası da kocaman fiyasko...
Uyumuyor uyumuyor uyumuyor
Saat 4 oldu bizimki neşeli kahkahalar eşliğinde oyunlarını oynuyor.
Allahım diyorum bu bana bir işaret mi? Gitmemem mi gerekiyor acaba ?
Neyse saat 4.30 son bir umutla uyutma girişiminde bulunuyorum veee UYUYORRRR :)))
Ohh diyorum hele şükür şimdi gidip hediye ve pasta işini halletme zamanı
Alelacele öğlen yaptığım makyajımı düzeltiyorum , hemen dışarı fırlıyorum. Ne olur ne olmaz pat diye uyanabilir.
Bize yakın bir AVM ne gidiyorum. Ne alacağımı bilemeden dolanıyorum. Ama karar vermek çok zor.
En sonunda bir kazak beğeniyorum onu alıyorum. Dönüşte de pasta işini hallediyorum ve sağ salim dönüyorum eve.
Bir bakıyorum ki bizim uyku düşmanı hala uyuyor :)
Bu sefer de geç uyudu, çok uyudu şimdi akşam çok geç saatlere kadar oturacak telaşı başlıyor ki uyanıyor minik
Ona uyuma ödülü olarak kocaman bir çikolata veriyorum sanki yiyebilecekmiş gibi:) İştahlı bir iki ısırıktan sonra kalanı ablaya veriyoruz.


Akşam babamızı kutluyoruz hediyesini veriyoruz
Çok beğeniyor kazağını
Bu arada diyetimi bozdum bu akşamlık. Bahanem de hazır vücudum savunmaya geçmesin sonra kilo veremem :)))
Doğum günün kutlu olsun canım daha nice sağlıklı mutlu uzun yıllar dilerim..........

13 Aralık 2010 Pazartesi

Haydi spora :))

Tamam kızlar annelerini taklit edermiş ama bu kadar da erken olmaz ki canım :))
Liya artık o kadar abarttı ki koşu bandıma bile el koydu
Hamilelikte aldığım tüm kilolarım gitti çok şükür hatta 1 kilo bile eksiğim var
Ama yinede istediğim kiloya ulaşamadım ben biraz daha vermek istiyorum
Bu yüzden Liya'yla soğuklarda hergün yürüyüş yapamam diye eve koşu bandı aldık
Aldık da ne oldu sanki şimdi çok mu rahat yürüyebiliyorum? Liya sağolsun :)
Ne zaman yürümek için başına geçsem "Anneeee Liya yürücec" diye dır dır dır tepemde
Eee elim mahkum iniyorum ve Liya'ya bırakıyorum yerimi....
Başlıyor yürümeye "Men kork-mammm, men kork-mammm" diye diye :D


Liya spor yapıyor :) from funda yigit on Vimeo.

5 Aralık 2010 Pazar

Gel Babası Gellll


Liya bugünlerde bir garip oldu
Sanırım baba özlemi çekiyor
Bunu dile getiremeyecek kadar küçük o yüzden yeni huylar ortaya çıkararak deşarj oluyor sanırım
Biraz daha büyük olsa babam nerde diye sorabilse ya da babamı özledim dese çok rahatlayacak eminim.
Şimdiye kadar babası hiç yanından ayrılmadı bu ilk denilebilir
Küçücük çocuk ne bilsin zorunluluktan gittiğini yoksa minik kızını hiç yalnız bırakmayacağını
Kaldı ki o babasının prensesi, küçücüğü, kıymetlisi........
Babannesi bir hastaneden eve çıksın gelecek babası hemen hemde koşa koşa
En ağırıma giden de her kapı çalındığında babammmm diye kapıya koşması oluyor
Sonra hüsran....
Ya bir komşu, ya görevli, ya da ablası :(
Umduğunu görememiş olmanın hayal kırıklığıyla içeri mahsun bir şekilde dönmesi yokmu kahrediyor beni


Az kaldı bitanem 5-6 gün daha sabret
Babannen hızla iyileşiyor yakında yine babanın kucağında olacaksın
O binbir ümitle defalarca babammm diye koştuğun kapıdan içeri babanla gireceksin.......

1 Aralık 2010 Çarşamba

İlk -Mim-im..

İlk defa mimlendim :))) Sevgili Deli anne tarafından . Kendisine çok teşekkür ederim.
Aslında gecikmiş bir mim bu...
Sanırım 1 hafta falan oldu ama bilg. başına geçip bir türlü yazamadım. Zamanım mı yoktu? Vardı aslında ama keyfim yoktu sanırım o yüzden yazmak canım istemedi. Çünkü kayınvalidemin şubat tatilinde olması gereken bypass ameliyatı bu haftaya alında ve c.tesi günü eşim Ankara'ya yola çıktı . Pazartesi salı ameliyatın gerçekleşeceği söyleniyordu ama hastane işleri belli oluyor yazık kadını bugüne kadar beklettiler hastanede.
Neyse bugün sabah 8.30 da ameliyata girdi ve 2 ye doğru çıktı şuan yoğun bakımda Alahım acil şifalar versin inşallah. 2 saatte bir eşimi arıyorum ama daha bir haber yok bakalım belki yarında yoğun bakımda tutacaklarmış. Umarım tez zamanda iyileşir. Bu yüzdendir ki ameliyat sıkıntısı içimde varken yazamadım işte şimdi biraz daha rahatım. İnşallah herşey yolunda gider.

Şimdi gelelim mime :))
Mimin konusu: Garip Huylarımızı ve Yapamadıklarımızı 7 maddede sıralamak.

1- Kokuya müthiş duyarlıyımdır. Mesela hastayken kullandığım bir parfümü iyileştiğim zaman kullanamam. Sanki onun kokusunu aldığımda kendimi yine hasta hissederim. Sadece koku değil sanırım giydiğim pijamaları falanda kullanmam. Bu yüzden attığım çok kıyafetim oldu.

2- Hapşuran birine mutlaka çok yaşa derim. Demezsem kendimi eksik gibi hissederim. Yani bunu o kadar abartırım ki yolda hapşuran birini duyunca içimden çok yaşa derim :))

3- Böcekten aşırı huylanırım. kapalı bir terliği giymeden önce sallarım ki içinde böcek falan varsa düşsün diye :) Ayrıca tv de bile böcekli birşey seyretsem huylanırım bütün vücudum kaşınır, gerilirim

4- Yaya olarak arabalardan da çok ürkerim. Karşıdan karşıya geçerken en son arabanın bile geçmesini bekler öyle geçerim. Kızlarımada o kadar empoze etmişim ki onlarda korkar oldu. Ama elimde olan bir şey değil. Sanırım önceki hayatım bir trafik kazası sonucu son bulmuş :)

5- Annem evhamlı diye kızardım. Ama ben de bazen abartıyorum sanırım. Şimdi şimdi biraz yenmeye çalışıyorum bu huyumu. Önceleri Büyük kızım dışarı çıkınca durmadan arardım. İşte karşıya geçtinmi? gideceğin yere vardın mı? mp4'ü kulağında tutma sesleri duymazsın. Telle mesajlaşma dikkatin dağılmasın gibi.. Ama şimdi düşününce delilik derecesindeymiş diyorum. Ve yavaş yavaş bırakıyorum bu garip huyumu :)


6- Pencerede tüllerin açık kalmasına asla tahammül edemem. Mutlaka tüller düzgün bir şekilde kapalı olacak. O ne öyle taşınıyormuş gibi camın yan kenarına toplarlar :)) Güneş falan girmesi umrumda değil. Şimdi ki tüller o kadar ince ki zaten güneşi yeterince evin içine alıyor.

7- Bu maddeye de çok istediğim ama daha gerçekleştiremediğim bir şey yazmak istedim. Yıllardır bir anaokulu açmak istiyorum. Ama öyle böyle bir okul değil. Hayalim çok geniş. Çok büyük bir alan olacak. bahçesi çok büyük olacak. Bahçenin bir bölümünde hayvanlar olacak. Yani küçük bir hayvanat bahçesi gibi.. Bir bölümü kum bahçesi olacak çocuklar orda gönüllerince yaratıcılıklarını kullanıp oynayabilecekler. Bitki yetiştirecekler özel kurslardan faydalanacaklar daha neler neler... Hayalimdekini yazmakla bitmez. İnşallah en kısa zamanda gerçekleştiririm bunu :)

Benden bu kadar..... 
Ben de  bu mim'i Gülşah'ıma , Nisan'ımın güzel annesi Füsun'cuğuma , Uzaylı Anne 'ye sadeceasya 'ya  ve yazaski 'na gönderiyorum. Hadi bakalım kolay gelsin :))) 

25 Kasım 2010 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Bugün son 3 senedir olduğu gibi geçmişe bir yolculuk yaptım.
Buruk bir öğretmenler günüydü benim için çok özledim okuldaki günlerimi..
Liya'ya hamileyken ve doğduktan sonra çalışamamışlık bugün daha bir koydu bana...
Ama bu sene son seneye mutlaka başlayacağım diye sözler verdim kendi kendime....

2008 senesi öğretmenler günü velilerimden sürpriz bir kutlama :))


Sınıfta kızılay etkinliğimiz.. 


Öğrencilerimden Sarenur'un yaşgünü 


Sınıfımın penceresinden....


İşte bu bakışş... Sevgi başka nasıl anlatılır ki?


Diploma töreni... Bizimde çocuklaştığımız bir an

TÜM ÖĞRETMENLERİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM....

23 Kasım 2010 Salı

..........................


Gözlerinde hüzün,

Bakışların en dekoltesi.

Anlatıyor bütün çıplaklığıyla.

Gizlediği çaresizliği..

20 Kasım 2010 Cumartesi

Bir Bayram Daha Bitti.......

Bayram araya girdi blogu aksattım.
Bu bayram Ankara'ya gitmedik evdeydik.
Sakin ve sessiz bir bayramdı bizim için...
Minik balığım Liya iyice ilerletti konuşmayı, hergün bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Dün akşam Kavak Yellerini izliyoruz reklam başladı diye İlayda odasına gitti. Liya'da önündeki deftere adam (kardanadam) çiziyor. Reklam bitti, ben İlayda geelll başlıyorr diye bağırdım. Liya sanki bizi hi. duymuyormuş gibi ama meğerse kulağı hep bizdeymiş. Başladı iaydaaaa dizi başla geelllll demeye :)) Çok şaşırdım ilk defa cümleleri arasında bu kadar çok kelimeye yer verdi. Tabi biz gülünce onunda hoşuna gitti iyice papağanlaştı cimcime :))
Ramazan bayramından beri babam Liya ve İlayda'yı görmüyordu. Torun sevgisi bu olsa gerek. Adam akşam 8 de evine geldi ve ertesi gün sabah daha yorgunluğunu bile atamadan yola çıkıp yanımıza geldiler annemle.. Torunlarını gördüler 1 gece kalıp tekrar Ankara'ya yola çıktılar. Çok ısrar ettik kalın diye ama babamın işi dolayısıyla 4. gün gitmesi gerektiğinden kalamadılar fazla. Haklı ne diyim evinde de 1-2 gün geçirsin dinlensin, bu kadar gördük ya o da yeter.. Ayaklarına sağlık...


Liya bu arada temizlik yapmaya takmış durumda. Sanırım bayram temizliğinin etkileri hala sürüyor :))
Nerde bir ıslak mendil ya da bez görse başlıyor yerleri silmeye..
Ya da temizlikle ilgili herhangi birşey...



Ellerine sağlık kızım, büyüdüğünde devamını beklerim :)))

10 Kasım 2010 Çarşamba

"10.11.10" "On''ların içinde "O"nsuz bir gün...


10 Kasım 2010
Bir yıl daha eklendi O'nsuz geçen O'nca yıla ......
Yarın güneş daha bir buruk doğacak biliyorum
Sen rahat uyu....
Bizler ve bizim yetiştirdiğimiz minikler emanetine her zaman gözümüz gibi bakacağız....

8 Kasım 2010 Pazartesi

Sil Baştan...


Küçüklüğümden beri kitaplara ayrı bir düşkünlüğüm vardır. Kitapçılarda geçirdiğim saatlerde cabası...
Ama Liya doğduğundan beri bir türlü kitap alıp okuyamamıştım. Çünkü kitap alırsam ya Liya'yı ihmal edecektim ya da kitabı! İkisinede içim elvermediği için devamlı erteliyordum. Ama o kadar çok eksikliğini hissettim ki geçen gün kendimi  kitap raflarının önünde buluverdim. Kitap okumayınca güncel kitaplardan da bihaber oluyor demekki insan.. Ne alacağıma bir türlü karar veremedim.
Sadece ismine bakıp Sil Baştan adlı kitabı aldım.
İyiki de almışım...
Sürükleyici, merak uyandıran, okuyucunun ilgisini devamlı yüksek tutan bir kitap....
İlk basım ocak 2010 da ve ekim ayına kadar 15 kez basılmış.
Okumadıysanız şiddetle tavsiye ediyorum
Ben Liya'dan fırsat bulamayınca koşu bandında yürüken bile okumaya çalışıyorum o kadar yani:)))

Konusunu merak edenler için :)


4 Kasım 2010 Perşembe

TİRİDİNE TİRİDİNE BANDIM...

Bugünler de Liya bu şarkıya takmış durumda...
Sabah kalktığında amann amannn aç diye başlıyor günümüz ve gün içinde de sık sık tekrarlanıyor.
Çok seviyor ama ne anlıyor bilmiyorum :))
Sanırım melodisi hoşuna gidiyor bir de seke seke oynamaz mı bitiyorum..



Untitled from funda yigit on Vimeo.

Bu sabah kalktığında da annee amanın amanın aççç diye tutturdu.
Önce bir şeyler yememiz lazım dedim ama onun kalkar kalkmaz birşeyler yemediğini unuttum
10 gündür sabah kalktığımızda önce keçi boynuzu pekmezini içiriyorum 2 tatlı kaşığı ve arkasından da 2 mandalina ( Liya'nın deyimiyle ma liyaa) sıkıyorum su biberonuna pekmezdeki demirin emilimi daha iyi olsun diye..Ohhh bir güzel üstüne içiyor. bu 0nu 1 saat kadar idare ediyor sonrada sütle kahvaltısını veriyorum. Böyle bir çözüm buldum ben de ne yapayım.
Tabii bu arada 2 kerede manda yuva yapmış söğüt dalına şarkısını dinledik :)
Saat 3 oldu ve ben daha yeni oturdum.
Sabahtan beri neler yaptığımı bir gözden geçirdim de sanırım bu enerji sadece annelerde oluyor.
Sabah kalk liya'ya menüler hazırla
Ardında öğlen içeceği çorbayı pişir
Bu arada İlayda'nın eşofmanının paçalarını kısalt
Akşam yemeğinin hazırlıklarını yap
Mutfağı topla
Çamaşırları makinaya at
Ortalığı toparla, akşama kadar defalarca tekrarlayacağım oyuncak toplama işinin ilkini gerçekleştir
İlayda'yı okula gönder Liya'yı o gitti diye yatıştır
Liya biraz sakinleşsin diye istediği 1 kase pilavı önüne koy ve sonuç tahmin ettiğiniz gibi.....
Elektrik süpürgesiyle dökülen pirinç tanelerini süpür sabunlu bezle sil
Üstü başı yağ olan Liya'yı banyoya sok ve bir güzel yıka
Banyodan sonra Liya'nın karnını doyur masallar eşliğinde
Az yedi diye arkasına süt hazırla ve saat 2 uyku vakti
Onu uyut ve bilgisayar başına geç işte 3 oldu :))
Yazarken yoruldum :)

Banyo yaptırdıktan sonra ipek saçlı kızım.....






Uyumadam 10 dk. önce....Çorbamızı içtik sohbet ediyoruz....





28 Ekim 2010 Perşembe

İLK BLOG ÖDÜLÜMÜ ALDIM :)


Blogumu bu güzel ödüle layık gören sevgili Limon Çiçeklerine çok teşekkür ediyorum. Bu sürpriz ödül beni çok onurlandırdı.


Yalnız bu ödülün bazı kuralları var şöyle ki:


* Ödülü kabul edin, ödülü verene bloğunuzda bağlantı kurun.


* Ödülünüzü 15 blogcu arkadaşınız ile paylaşın. Genel bırakmayın.


* Seçtiğiniz 15 blog arkadaşınızla iletişim kurun,seçilmiş olduklarını bildirin


Bende aşağıda linkleri yazılı olan arkadaşlarımla bu ödülü paylaşıyorum.

Annesinin Pamığı Babasının Üfürükçüsü..Prensesimiz


 Deli Anne


Yaz Askı


asyaselda


***Ayşem Mutfakta***


Duru Meleğim


Masumiyet Çileği


Aslı Lena ile Rengarenk

NİL Kıyısında


Defne'yle Yaşamak


Blogcu Anne


Nisan ve Güney

23 Ekim 2010 Cumartesi

Yıldönümü......

Bugün bizim evlenme yıldönümümüzdü.
Kaç yıldır farklı bir şekilde kutlamadığız dikkatimi çekti
Düşünürken gözüme vitrindeki şu fotoğraflar ilişti



Tam 15 sene önce.....
İlayda 7 aylık....
2. evlilik yıldönümü....
İlayda bizim düğünümüzü göremedi dedim. Onu bundan mahrummu edeceğiz? o yıldönümümüzde gelinliğimi giyip küçük bir kutlama yapmıştık kendi çapımızda...
Dedim ki kendi kendime bu güzelliği İlayda'ya  yaptık Liya büyüdüğünde neden bana yok? Ben de sizin düğünü görmedim demezmi diye düşündüm. 
Hemde klasik kutlamalardan kurtulmak için karar verdim bu yıda gelinliğimi giyecektim :)
Ve bu akşam bu kararımı uyguladım
Harika bir kutlama oldu.
Çok eğlendik, güldük, şımardık, çoştuk :))
Kendi kendimi kutladım. Aferin be Funda dedim iyi akıl ettin bunu....
Veeee nazar değmesin 17 yılı devirdik maşallah diyim
Kah güldük Kah ağladık
Güzel günlerimizde oldu zorlarıda..
Ama hep birlikte el ele kalp kalbe yürüdük
Allah bozmasın inşallah....
İşte bu muhteşem akşamın kareleri :))












HEP BİRLİKTE DAHA NİCE UZUN SENELERE
İNŞALLAH

18 Ekim 2010 Pazartesi

Yağmur yağıyorrrr seller akıyorrr

Bugünler de Liya'nın en büyük zevki yağmuru seyretmek....
Yağmurun sesini duyduğu an hemen camın önündeki koltuğa çıkıyor
-anne mağmuuuu aç diyor.
Ben tülü açıyorum o büyük bir hayranlıkla yağan yağmuru seyrediyor romantik kızım benim :)







Dışarı çıkamadığımızdan dolayı bugünlerde şarkı kliplerine takmış durumda Liya
Özellikle çok sevdiği, nerde olursa olsun koşarak tv başına geldiği 3-5 tane şarkı var.
İlk başta 8 aylıktan beri severek dinlediği emir-eline düştüm aşk
daha sonrada tarkan-öp, hande yener-uzaylı, bengü-çivi, serdar ortaç-mikrop ve poşet, yabancı şarkılardanda we no speak Americano :)
Tv de çıkmadığı zamanlar nette bulup seyrediyoruz
O kadar dikkatli izliyorki anlatamam :))