Sayfalar

25 Ağustos 2009 Salı

İŞTE GELDİM BURDAYIM :) BEN LİYA AZELYA YİĞİT

Ben Liya Azelya Yiğit
20 Şubat 2009 Cuma günü saat 8.45 de anneme babama ve ablama kavuştum :) Nasıl mı?
annem anlatsında dinleyin.....

Yıl 2009 20 Şubat Cuma


6 yıldır uğraştığım ama 2 düşükle sonuçlanan bebek hevesim sonunda gerçekleşiyordu. Sabah 6 da kalkmam gerekirken ben 4 den beri gözümü bile kırpmıyordum. Yatakta düşündüğüm tek şey bundan 9 ay önce 24 haziran 2008 de daha adet günüme 2 gün olduğu halde dayanamayıp test yaptığım ve Büyük kızım İlayda’nın yanına gidip kızım kalk abla oluyorsun dediğim andı. Yine bu yatak ve yine sabahın körü… İlayda’nın yataktan fırlayıp nasıl yani dediğini ve arkasındanda hüngür hüngür ağladığını hiç unutmayacağım. Çünkü benden daha çok istiyordu bir kardeşinin olmasını ve artık ümitsizliğe kapılmıştı artık kardeşi olmayacaktı ona göre… kızım neden ağlıyorsun dediğimde ağlaması daha da kuvvetleniyordu. Bir ara istemiyor muydu acaba diye bile düşündüm şaşırmıştım böyle bir tepki beklemiyordum. Ben sevinçten havalara uçacak sanıyordum. En sonunda hıçkırıklar arasında ‘’anne ben her gece kardeşim olsun diye dua ediyordum ama dün gece o kadar çok Allaha yalvardımki anlatamam’’ sözleri hala kulaklarımda çınlıyor…

Neyse işte böyle karmakarışık duygular içindeyken saat 6 oluverdi. Giyindim içeri gittiğimde annem hazırlanmış bekliyordu bile. Resimler çekildik, şakalaştık. Eşim annem kızım ve ben saat 7.30 da yola çıktık 8 den önce yatışımız yapılmalıydı. Hastaneye gittik. Odaların olduğu bölüme çıktık. Odamızı gösterdiler yatışımız yapıldı hemşire bana mavi bir önlük ve bone getirdi. Bunları giymemi ve boneyi takmamı söyledi. Aman Allahım 9 ayın her saatini sayarak geçirdim yolculuğumun sonuna gelmiştim. Ama içimde bir korku vardı ya ters bir şeyler olursa diye. Neyse önlüğü giydim boneyi taktım hemşire damar yolunu açtı uzandım ve doktorumu beklemeye başladım. Eşimle ve annemle göz göze gelmek istemiyordum çünkü her an ağlayabilirdim ve ben ağlayarak değil gülerek doğuma girmek istiyordum. Doktorum geldi biraz sohbet ettik sonra hadi Funda Hanım Liya’ya kavuşturayım seni artık dedi. Hemşire beni tekerlekli sandalyeye oturttu. Bir alt kata indik arkamdan da bizim ahali :))) ameliyathanenin kapısına geldiğimde hiç biriyle vedalaşmadım sadece içeri girerken arkama dönüp onlara el salladım. Tabii bu kızımı çok etkilemiş. Liya’yı kucaklarına verene kadar gizli gizli ağlamış. Annem bir ara ağladığını görmüş niye ağlıyorsun kızım bak beni de ağlatacaksın dediğinde İlayda gülmeye başlamış çünkü o sırada annem zaten ağlıyormuş :)

Bense ameliyathaneye girdiğimde her şey kafamdan silindi sanki. Yattım karnıma bacaklarıma sıcak sıcak bir şeyler sürdüler. (hep soğuk buz gibi derlerdi ama bana sürdükleri şey sıcaktı)doktorum geldiğinde nasıl olduğumu sordu iyiyim ama biraz heyecanlıyım dedim. Korkma bundan sonrası artık çok kolay müsaade edersen bende hazırlanayım dedi ama o zaten hazırmış beni heyecanlandırmamak için öyle demiş. Saate baktığımı hatırlıyorum 8.35 idi ve tavandaki lambalara bakarken ışıklar birbirine girdi ve ben uyudum. Funda Hanım, Funda Hanım sesleriyle kendime azda olsa geldim. Aneztezi uzmanı tamam götürebilirsiniz dediğini hatırlıyorum. Sonra gözlerimi odada açtım. Hemen kızımı görmek istedim. Ayılana kadar defalarca kızım nasıl demişim ama ne sorduğumu ne cevabı hiç hatırlamıyorum. Kızımı yanıma verdiklerinde inanamadım. Allahım bu benim miydi? Küçücük bişeydi. Çok tatlıydı çookkk. Dakikalarca ben onu o beni seyretti. Ellerini ayaklarını öptüm. Kızım dedim seni biz çok bekledik iyiki geldin ‘MİNİK MUCİZEM HOŞGELDİN HAYATIMIZA’