MİNİK MUCİZEMİZ: Ağustos 2010

31 Ağustos 2010 Salı

MAŞALLAH KIZIMA...

Liya beni şaşırtmaya devam ediyor. geçenlerde ona ahşap puzzle almıştım. Birlikte birkaç kere yaptıktan sonra kendisinin nesneleri öğrendiğini farkettim. Tamam belki televizyon telefon gibi şeyleri bulabilirdi ama rendeyi pergeli yo-yoyu hamağı da kendiliğinden ezberlemiş :) Yani bunu 1,5 yaşındaki bir çocuğun becermesi gerçekten mükemmel.Şimdi de yerlerini öğreniyor az kaldı :) bu zamane çocuklarına akıl sır ermiyor.Şimdiki çocuklar gerçekten harika.....

Untitled from funda yigit on Vimeo.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

LİYACA :)

Liya artık tüm kelimeleri söylemeye çalışıyor tabi Liyaca :)) Bu halleri çok hoşumuza gidiyor.
İlayda'da da küçükken çok değişik kelimeler buluyordu ama onu bilgisayar ortamında kaydetme imkanı yoktu. O yüzden bu imkanı kullanalım, Liya'nın sözlerini umutmayalım dedik..

İşte Liya'dan inciler......

İya : Liya
Babada : Babaanne
Del : Gel
Kaa bazen de gaaa: Kalk
Maun : Maymun
Tedi : Kedi
Aya : Ayak
Aaaaahhh : Emir'in Eline Düştüm Aşk şarkısı
Lülülülülü (Liyaliyaliyaliya demek oluyor): Fotoğraf makinesi (çünkü ben onun resimlerini çekerken baksın diye liya liya liya diyordum :D )
Ayda : İlayda
Vuuuuuu : Sesli çalışan herşey (çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, matkap gibi)
Hama : Hamak
Are : Fare
dici : Cici
Nenne : Sakız
Me habaaa: Merhaba (1.10.2010)
un aydiii: günaydın(1.10.2010)hemencecit: hemencecik(1.10.2010)

aciyooooo (4.10.2010)
acidiiii (4.10.2010)
diill :değil (5.10.2010)
deldi: geldi (5.10.2010)
Amum: Armut (15.10.2010)
Mamur: Yağmur (15.10.2010)

Daha aklıma geldikçe yazacağım

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Bayrama...

Geçenlerde eğer kızım olursa giysin diye aldığım etek elime geçti. Sanki içime doğmuş gibi.. Ama allah kalbimi biliyor hep kız çocuklarına karşı aşırı ilgim olmuştur. 2. kızımı büyütüyorum ve bu heves hala geçmiş değil. Neyse artık torumlarımda kız olursa onlarda sürdürürüm bu ilgiyi :) Neyse bu etek 5-6 yaşlarında giyebileceği ölçülerde. Birden aklıma onu elbise yapıp Liya'ya bayramda giydirmek geldi. hemen yeşil krem kurdelalardan örgü yapıp askılarını oluşturdum. Çok güzel oldu. Tamam dedim kızımın bayramlığı hazır. Ama havaların soğuyacağını hesaba katmamışım :( şimdi bakıyorumda gündüz neysede akşam üstleri bile askılıyla dolaşamıyor bu birde boyundan bağlı sırtı açık yani. Sanırım giydiremeyeceğim :( Hatta dün gece rüyama bile girdi. Ankara'ya gitmek için yola çıkmışız. Benzinlik gibi biryerde duruyoruz ben o an bu elbiseyi evde unuttuğumu farkediyorum. Nasıl üzülüyorum anlatamam. dönemeyizde şimdi geriye diyorum. öylece uyandım. Neyse artık gelecek yaza kaldı bu elbise.
İşte çok beğendiğim ama büyük bir ihtimalle giydiremeyeceğim elbise.

26 Ağustos 2010 Perşembe

KARDEŞ SEVGİSİ BU OLSA GEREK :)

İlayda küçüklükten beri dondurma aşığıdır. bütün parasını pulunu eşyasını alın ama dondurmasına ellemeyin :) gerçekten çok paylaşımcıdır, yardımseverdir, isteyen herkesle herşeyini paylaşır. Ama dondurma söz konusu olunca bütün işler değişir. Yani dondurma tekse onundur mutlaka ama fazla varsa herkes yiyebilir :)hatta bugün dondurma yerken anne çok mutluyum diyor neden dedim dondurma yediğim zamanlar mutlu oluyorum diyor :)) işte böyle bir sevgi onunkisi.. Tabi bu şimdiye kadar böyleydi. Şimdi Liya var ve ne olacağını merak ederken bugün durum açıklığa kavuştu. Liya'nın fendi İlayda'yı yendi :))
bugün İlayda'ya kornetto Liya'ya da max aldık çok fazla yemesin diye kandırır onu sandık ama nerdeee bizim küçük cadı ablasının elinde onu görünce tutturdu ben onu isterim diye ne yaptıysak kandıramadık. Ablasına maxı veriyor elindekini almak istiyor. Hayır İlayda'nın tutkusunu bildiğimiz için fazla birşeyde diyemiyoruz ama Liya'ya da söz geçiremiyoruz. İşte kardeş sevgisi burada ortaya çıktı ve İlayda tüm isteklerini gözardı edip dondurmasını Liya'ya verdi :) Canım kızım kardeşi için herşeyden vazgeçiyordu zaten bu seferde aynısını yaptı. Şimdi bizim evde artık 2 tane dondurma canavarı var :)

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Osmanlı Sokağı

Dün akşam uzun zamandır aradığımız osmanlı sokağını bulduk ve gittik. eskisi kadar şenlikli olmasada güzeldi, bir değişiklik oldu bizim için. Küçük standlar kurmuşlardı. Takılar, pestiller, süs eşyaları, ve ramazanın vazgeçilmezi macun ile pişmaniye standı vardı. Önce gezdik standları inceledik derken gösteri başladı. Sihirbazlık ve ateş çıkaran adam Liyanın çok dikkatini çekti.

Ama uzun adamdan çok korktu miniğim :)) Ne yapsın hayatında ilk defa o kadar uzun adam görüyordu zaten ürkek bir çocuk onu görünce hepten korktu.

Karagözle Hacıvat çok dikkatini çekmesine rağmen korktuğundan onların da kucağına gitmedi. artık ablasının kucağında resim çektirdi.

Liyanın bakışına dikkat :))

Saat 11 gibi eve döndük ama Liya yol boyunca Adam adam diyip durdu :))

24 Ağustos 2010 Salı

Misafirler

2 haftadır bloga bakamıyorum sebebi misafirlerimin olması...
1 hafta Liya'nın babannesi, dedesi, halası ve halasının kızı vardı. Liya çok eğlendi. Kalabalığı seviyor kuzum. Birlikte pikniklere gittik, alışverişlere çıktık, gezdik, dolaştık. Hiç sıkılmadı Liya.
Ayrıca küçük kuzenini de hiç kıskanmadı bu çok hoşuma gitti. Hatta çok sevdi. yanına gidip gidip ayyyy diye ayağına eline sarıldı (sevdiği herşeye ayyyyy diye yanağını koyar, pamuk şekere bile :D ) Canım kızım, sevgi dolu meleğim benim o....

Benim minik kızım büyümüş de kuzenini gezdirirmiş :))

Babannesi kızıma yemine takmış :)

Bu hafta ise İlayda'nın arkadaşı Çağgül bizdeydi. annesi ve babası eşkişehirde olduğundan bizde kaldı. hafta ortası eve gitmeyi istedi ama biz göndermedik iyikide göndermemişiz çünkü o gün karşı komşularına hırsız girmiş, onların kapıyı da zorlamış ama açamamış. şimdi diyoruz iyiki gitmemiş, iyiki izin vermemişiz o evdeyken kimse yok diye hırsız zorlayacaktı tabi. neler olabilirdi düşünmek bile istemiyorum. neyse verilmiş sadakası varmış.